Yaşlanmayı tersine çevirebilecek 6 yiyecek bulundu

Genç Kalmanın Sırrı Mutfakta Saklı

Daha genç görünmek ve yaşlanmayı yavaşlatmak için estetik müdahalelere başvurmak artık zorunlu değil. Bilim insanlarına göre, genç kalmanın anahtarı mutfakta olabilir. Aging US dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, bazı gıdaların epigenetik yaşlanmayı geciktirebileceğini gösterdi.

Gerçek Yaş Değil, Hücresel Yaş Önemli

Epigenetik yaş, bir kişinin kronolojik yaşından ziyade hücrelerinin biyolojik yaşını yansıtan bir kavramdır. Yani aynaya baktığınızda gördüğünüz yaş değil, hücrelerinizin ne kadar “eski” olduğu önemlidir. Araştırmacılar Jamie Villanueva ve Ryan Bradley, bitki bazlı besinlerin hücresel yaşlanmayı olumlu şekilde etkileyebileceğini belirtmektedir.

Çalışma, 50 ila 72 yaşları arasındaki erkekler üzerinde sekiz haftalık bitki bazlı bir diyet programıyla gerçekleştirildi. Katılımcılar aynı zamanda uyku, stres yönetimi ve egzersiz konusunda da rehberlik aldı. Sonuçlar; zerdeçal, biberiye, sarımsak, meyveler, yeşil çay ve oolong çayı gibi “metil adaptogen” içeriğe sahip besinlerin, epigenetik yaşını düşürdüğünü gösterdi.

Gençliği Destekleyen Gıdalar

Bilimsel bulgular, mutfakta bulunan bazı malzemelerin sadece lezzet değil, aynı zamanda sağlık ve gençlik sunduğunu ortaya koymaktadır:

  • Zerdeçal: Anti-inflamatuar özellikleri sayesinde iltihap, artrit, göz rahatsızlıkları ve metabolik sorunlara karşı etkilidir.
  • Biberiye: Hafıza, ruh hali ve cilt sağlığı üzerinde olumlu etkilere sahiptir.
  • Sarımsak: Doğal bir antibiyotik olarak kabul edilen sarımsak, kalp sağlığını korumaya yardımcı olur, enfeksiyonları azaltır.
  • Meyveler: Antioksidan ve lif bakımından zengin yaban mersini, ahududu ve goji meyvesi gibi seçenekler yaşlanmaya karşı güçlü savunma sağlar.
  • Yeşil çay: Cilt sağlığı, kilo kontrolü ve kalp damar sağlığına katkıda bulunur.
  • Oolong çayı: Bilişsel işlevleri destekleyen bu yarı fermente çay, çay keyfini sağlıkla bir araya getirir.

Related Posts

Metan Gazı sessiz tehlike: Belirtiler, önlemler ve ilk yardım yöntemleri

Irak’ın Kuzeyinde metan gazı zehirlenmesi nedeniyle 12 askerimizin şehit olmasının ardından Metan Gazı konusu tekrar gündeme geldi. Altınbaş Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’ndan Öğr. Gör. Özlem Karagöl, metan gazı ile ilgili kapsamlı bir bilgilendirme yaptı. Peki, metan gazı nedir, nasıl oluşur? Metan gazı zehirlenmesi belirtileri neler?

Kene kabusu geri döndü: Çin menşeli yeni tür bulundu!

Yaz aylarının gelmesiyle birlikte kene vakalarında endişe verici artış yaşanıyor. Çin menşeli yeni bir türün Türkiye’de tespit edilmesi ve bazı illerde can kayıplarının yaşanması, uzmanları alarma geçirdi. Özellikle ter ve idrar kokusunun keneleri çektiği uyarısı dikkat çekti.

Uzmanlardan kritik kene uyarısı: Elinizle ezmeyin!

Erciyes Üniversitesi’nden(ERÜ) Prof. Dr. Orhan Yıldız, “En büyük hatalardan biri, insanlar keneyi kendi çıkarıp tırnakları ile ezmeye çalışıyor. Bu yüzde 100 bulaş anlamına gelir. Bu nedenle bu tür uygulamalardan kaçınmak gerekir” dedi.

Günümüzde Arkadaşlıklar Çıkar Üzerinden Kuruluyor!

Uzmanlar, günümüzde arkadaşlıkların çıkar ilişkileri üzerinden kurulduğunu belirterek, yoldaşlık geleneğinin de sürdüğünü ifade etti. 

Sağlıklı bağırsak rehberi: Ne yemeliyiz, nelerden kaçınmalıyız?

Sağlıklı bağırsak rehberi: Ne yemeliyiz, nelerden kaçınmalıyız?

Kokusuyla yalnızlaştıran genetik hastalık: Balık Kokusu Sendromu

Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tıbbi Genetik ve Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi’nden Prof. Dr. Zeynep Ocak, halk arasında “balık kokusu sendromu” olarak bilinen Trimetilaminüri (TMAU) hastalığına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Genetik kökenli bir metabolizma bozukluğu olan bu rahatsızlıkta farkındalık, hem tanı hem de yönetim açısından büyük önem taşıyor.